Hasan Yavaşlar

Serbest Piyasa

Yayımlanma Tarihi

30 Nisan, 2024

Düzenlenme Tarihi

30 Nisan, 2024

Yazar Profili

Patates ve soğan 30 TL’yi gördü. Etin ardından meyve de artık lüks bir tüketim maddesi haline geldi. Yakın tarihte seçim ihtimali görülmediği için tam anlamıyla bir serbest piyasa ekonomisi hakim! Bunun sonucunda da zincir marketler piyasanın tek belirleyicisi konumuna geldi.

Asgari ücret ve emekli maaşları ortadayken, ülke ekonomisinin nereye gittiği, fiyat artışlarının nerede duracağı ile ilgili kimsenin gerçekçi bir fikri yok.

Spesifik ürünlerin fiyatlarının yüksek olması bir yere kadar normal. Ancak zincir marketlerde patates ve soğanın 30 TL’yi görmesine kimse bir anlam yükleyemiyor.

Ekranların gündemi belli. Anlıyoruz ki; hayat pahalılığının ele alınıp yorumlanmasına izin verilmiyor. Pahalılığın yorumlandığı az sayıdaki ekranda ise bir çiftçi temsilcisi, ziraat mühendisi veya veteriner hekim olmayınca içi boş cümleler havada uçuşuyor.

Çiftçiliğin bir meslek olmayıp, hiçbir şey yapamayan insanların mecburen tercih ettiği bir uğraş olması en temel sorun olsa gerek. Çiftçilik bir meslek olmalı ve o insanlar eğitim hayatındayken bunun temelini öğrenmesi şart.

Çiftçiye verildiği iddia edilen destekler, birilerini zengin etmeye yönelik olmaktan çıkarılmalı. Tohum desteği vermekle çiftçinin kalkınamayacağı artık anlaşılmalı. Hangi coğrafi bölgede hangi ürünün daha verimli olacağını tespit edip, doğru kişiye doğru destek verilirse o desteklerin amacına ulaşacağı kabul edilmeli.

Örneğin; Türkiye’nin mantar üretiminin yüzde 60’ından fazlası Korkuteli’de yapılıyor. Son yıllarda hayata geçen birkaç tesis dışında, söz konusu mantarlar evlerin bodrum katlarında veya ilkel şartlarda üretilebiliyor.

Verimi artırmanın ve maliyeti düşürmenin en önemli yolu, eğitim ve altyapıdır. Konu hakkında hiçbir eğitim almayan, başka üreticilerden gördüğü ile üretim yapmaya çalışan insanlar, şapkadan tavşan çıkararak sektörü ayakta tutmaya çalışıyor.

Devletin verdiği hibe desteklerinin büyük bölümü amacına ulaşmıyor. Parayı alıp faize yatıranları duyuyoruz, başka işlerde kullananları da. Destek şartları gözden geçirilmeli ve milletin kaynağı amacına uygun olarak kullanılmalı.

2 inek alıp, 2 dekar sera yapan herkesin çiftçi olduğu Türkiye’de, arz-talep dengesinin oturmaması, cımbızla bulunan bazı rakamlarla kendimizi kandırmamız, desteklerin amacı dışında kullanılması ve bir türlü toparlanamayan tarım sektörü…

Tarım Bakanlığı başta olmak üzere tem yetkililer üzerine düşen sorumluluğu almalı.

Yoksa çiftçinin 30 TL’ye satamadığı kayısıyı, pazarda 200 TL’ye almaya devam ederiz. Üretici para kazanamıyor, tüketici pahalılıktan istediği ürünü alamıyor.

Doğal olarak da tarım sektörünün de piyasasını zincir marketler belirliyor.

Düzelir miyiz?

İşe eğitimden başlarsak belki…

Umut var mı?

Tespitin doğru yapılmadığı yerde teşhisin doğru olması ne kadar mümkünse, umutlu olmakda o kadar mümkün.